"Yerelden Ulusala İnsan Hakları Mücadelesi" Şanlıurfa’da masaya yatırıldı

Şanlıurfa Barosu tarafından, AYHED ortaklığında yürütülen ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen "Şanlıurfa Bölgesinde İnsan Hakları İhlallerine Karşı Hukuki Mücadele Kapasitesinin Geliştirilmesi" projesi kapsamında "Yerelden Ulusala İnsan Hakları Mücadelesi: Barolar, STK’lar ve Ortak Savunuculuk" başlıklı bir sempozyum düzenlendi.

4 Temmuz 2025 tarihinde gerçekleştirilen sempozyumda, Şanlıurfa’da yaşanan insan hakları ihlallerinin görünür kılınması, çok paydaşlı savunuculuk zemininin güçlendirilmesi ve yerelde dayanışma ağlarının oluşturulması hedeflendi. Etkinlikte barolar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve hukukçular bir araya gelerek hak ihlallerine karşı ortak çözüm önerilerini tartıştı.

Sempozyumun açılış konuşmasını Şanlıurfa Barosu Genel Sekreteri Av. Yasemin Güleç yaptı. Güleç konuşmasında, baroların yalnızca meslek örgütü olmadığını, aynı zamanda toplumun haklarını koruma ve insan hakları mücadelesinde kamusal bir sorumluluk üstlendiğini vurguladı.

Sabah oturumlarında iki ayrı atölye düzenlendi.

İlk atölye, TMMOB, Tabip Odası ve sendika temsilcilerinin katılımıyla "Barolar ve Meslek Örgütleri Arasında Ortak Savunuculuk İmkânları" başlığıyla yapıldı.

İkinci atölye ise kadın, çocuk, mülteci, çevre ve engelli hakları alanında çalışan yerel sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla "Yerel STK’larla İnsan Hakları Dayanışması ve Savunuculuk" başlığı altında gerçekleştirildi.

Öğleden sonra düzenlenen panelde, STGM’den Dr. Tezcan Eralp Abay, Yurttaşlık Derneği’nden Emel Kurma ve Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’ndan Av. Erkan Şenses söz aldı.

Panelin moderatörlüğünü Etkin Savunuculuk Projesi Koordinatörü Ahmet Doğan üstlendi. Panelde, atölye çıktıları paylaşılırken, Türkiye’deki hukuki ve toplumsal gelişmeler ışığında baroların ve sivil toplum kuruluşlarının insan hakları savunuculuğundaki yeri tartışıldı.

Yoğun katılımın olduğu sempozyum, yerelde adalet mücadelesi veren kurumlar arasında iş birliğinin artırılması ve hak temelli dayanışma ağlarının güçlendirilmesi gerektiği vurgulanarak sona erdi.