Reklam
Tarih : 2025-03-27 16:14:06

Çelik: Özel, bütün bu gündemi kurultay sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışıyor

Çelik’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Rümeysa Öztürk’e atfedilen sınır dışı edilme gerekçesi olarak atfedilen suç Filistin’deki İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırıma karşı çıkmasıdır. Bu konuyu tabi ki yakından takip ediyoruz fakat ciddi bir manipülasyon özellikle uluslararası medya dilinde ortaya çıkıyor. O da şudur: Soykırıma karşı çıkan herkesi doğrudan antisemitik olarak suçlamak epey bir zamandır Siyonistlerin ortaya koymaya çalıştığı ve kendi suçlarını örtbas etmeye çalışmak için kullandıkları bir özdeşleşmedir.

Bu özdeşleşmeye yaparak esasında Siyonist soykırım suçlarını örtbas etmeye çalışıyorlar. İnsanlar siyonizmin işgalciliğine, soykırımcılığına bu katliam siyasetine karşı çıkarken insanlar bunu yaptığı için onları antisemitizm ile suçlamak aslında bu Siyonistlerin, Yahudilerin geçmişte çektiği acıları da nasıl istismar ettiğini, geçmişte Yahudilerin başına gelen soykırımın bugün bu Siyonistler tarafından başka gerekçelerle başkasına uygulanması için istismar edildiğini gösteriyor.

Antisemitizme de karşıyız, İslam düşmanlığına da karşıyız. Tabi ki Netanyahu hükümeti söz konusu olduğunda bu soykırım siyasetine, soykırım faaliyetlerine karşı olmanın insanlık haysiyetini savunmak, insanlık değerlerini savunmakla eş anlama geldiğini her zaman ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımız dünyanın çeşitli platformlarında uzun yıllardır bunu net bir şekilde ifade ediyor. Bu konuyu da yakından takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum.

CHP Genel Başkanının konuşması bir siyasetçi konuşması olarak adlandırılamayacak bir noktadadır. Cumhurbaşkanımıza, partimize, Cumhur İttifakımıza dönük bu saldırıların aslında kurgusunu biz çok iyi biliyoruz. CHP Genel Başkanının bir siyasi vesayet altında olduğu ve bu vesayetinde CHP’nin iç dinamiklerinden kaynaklandığı net bir şekilde görülüyor. Bu vesayet, özgürleşememe sebebiyle orada demokratik protesto hakkını kullanan herkesin tutumunu da istismar ederek aslında bütün bu gündemi kendi Kurultay sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışıyor.

Fakat Sayın Özgür Özel, burada bir yanlış yapıyor kendi üzerindeki siyasi vesayeti kaldırmak için mücadele etmesi gereken yer CHP’nin içerisinde dolayısıyla enerjisini oraya yönlendirmesi lazım. Enerjisini AK Partimize ve Cumhur İttifakımıza yönlendirmesi kendisi açısından herhangi bir sonuç doğurmayacaktır çünkü vesayet bizden kaynaklanmıyor. Biz demokratik temelde hür bir şekilde şimdiye kadar rakiplerimizle defalarca yarışmış ve sandıkta sonucu almış bir siyasi hareketiz.

Söz konusu yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili de işin siyasi esası şudur: CHP’liler, bazı CHP’li belediyelerin yolsuzluk yaptıklarını iddia ediyorlar. CHP Genel Merkezi de bu meseleyi yönetememiştir. Sayın Özel ve yönetiminin bizim üzerimizden konuşmayı bırakmalılar ve net bir şekilde CHP’nin içerisindeki rakiplerine doğru konuşmalılardır. Gençlerin ve diğer vatandaşlarımızın da demokratik protesto haklarını da bu sürecin bir parçası haline getirmemeye çalışmalılardır.  

Sayın Özgür Özel’in Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı dil son derece zehirli bir dildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanına karşı böylesine zehirli bir dil kullanan ama Suriye’de katliamlara imza atmış Beşar Esad’a ise bu kadar nezaketli dil kullanan siyasi zihniyet nasıl bir zihniyettir? Dolayısıyla vatandaşımızın bu kıyaslamayı dikkatlice değerlendirmesi gerekir.

Demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşlarımız, genç kardeşlerimiz bir hukuk devletinde olan anayasalara, kanunlara uygun bir şekilde bu demokratik haklarını kullandıkları müddetçe hepimiz buna saygı duyarız. Bunun herhangi bir eleştiri konusu olması söz konusu olmaz. Bunun dışında birtakım grupların, birtakım terör örgütlerine yakın grupların bu kitlelere sızmaya başladıklarını ifade ettik ve buna karşın dikkatli olunması gerektiğini de ifade ettik.

Sayın Özel, kendi partisinin iç kavgalarını yönetebilmek için İstanbul Başsavcısını, İstanbul Valisini ve İstanbul Emniyet Müdürünü sürekli olarak hedef alıyor. Yargısal süreçleri siyasi bir üslupla eleştirmek sonuna kadar bir haktır. Ve bu eleştiri dünyanın bir sürü yerinde yapılır.

Bizde de yargı süreçlerine ilişkin eleştiriler olmuştur ama doğrudan Başsavcının şahsını hedef alarak bu sürecin tehditlerle yürütülmeye çalışılması CHP yönetimi açısından büyük bir kabiliyetsizliğin ve siyasi bir üslubun nasıl oluşturulacağına dair büyük bir yoksulluğun işareti olarak gündeme gelmektedir. Bu üslup ile yönetilmeye çalışılması kimseye zarar vermez sadece CHP’ye zarar verir.

İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü günlerce o meydanda demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşlarımız zarar görmesin, kamu düzeni korunsun demokratik protesto hakkı sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilsin diye bu faaliyetleri yürüttüler.

Terörsüz Türkiye konusunda da irademiz aynı kararlılıkla devam ediyor. Tarihi çağrı sonrasında şimdi beklenen safha terör örgütünün silah bırakması ve kendisini fesh etmesidir. Son olarak Sayın Devlet Bahçeli’ye şifa dileklerimizi iletiyoruz. Kendisinin tedavisi devam ederken Türkiye meseleleriyle ilgili ortaya koyduğu hassasiyetini şükranla karşılıyoruz. Sayın Bahçeli’nin sağlığına dönük nefret dolu söylemleri lanetliyoruz. Şimdiden herkesin mübarek bayramını kutluyoruz."

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 elazighaberler.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.